TurkeySpainEnglishGermanItaly
TurkeySpainEnglishGermanItaly
Acenta ünvânı: Barifa Sağlık ve Turizm Seyahat Acentesi
Acenta No: 13224

Metabolik Cerrahi (Tip-2 şeker ameliyatı)

Genel Bilgiler?

Metabolik cerrahi, kilo alımı ile beraber ortaya çıkan metabolik hastalıkların (Tip-2 Diyabet, hipertansiyon, kan yağları yüksekliği vb.) cerrahi olarak tedavi edilmesini hedefleyen ameliyat türlerine verilen genel addır. Başta da belirtmiş olduğumuz gibi, ortaya çıkan metabolik hastalıklar büyük oranda kilo alımı ve şişmanlıkla alakalı olduğundan, metabolik cerrahi ameliyatların da obezite ameliyatları (Bariatrik Cerrahi) ile paralellik göstermektedir. Şöyle özetleyebiliriz, metabolik cerrahi ameliyatları aslında bir zayıflama cerrahisi ameliyatıdır ve zayıflama cerrahisi ameliyatlarının metabolik hastalıkları tedavi edici etkisinden dolayı bu ameliyatlara “Metabolik Cerrahi” terimi kullanılmaktadır. Günümüzde zayıflama sağlamadan sadece metabolik hastalıkları tedavi edecek bir cerrahi yöntem yoktur. Hangi cerrahi yöntemin sizin için uygun olacağına, ameliyat öncesinde yapılan görüşmeler, muayene ve laboratuvar tetkikleri sonucuna göre doktorunuz tarafından karar verecektir.

İnsülin direnci nedir?

Tip-2 diyabet hastalığının gelişiminde kilo alımı ve beraberinde ortaya çıkan insülin direnci önemli rol oynar. Normal kilodaki kişilerde, insülin hormonu hücre düzeyinde bazı kimyasal maddelere bağlanıp, kandaki şekerin hücreye girmesine neden olur ve bu yolla kan şekerimiz normal düzeyde kalır. Kilo alımı sonucunda vücuttaki artmış yağ dokusu bazı kimyasal maddeler salgılarlar ve bu kimyasal maddeler, insülin hormonunun hücreye bağlanarak kan şekerini düşürücü etki gösterdiği alanların üzerini kaplarlar. Bu durumda vücudunuzda var olan insülin hormonu hücre düzeyinde etkisini daha az göstermeye başlar ve kan şekeri artar. Bu şekilde oluşan klinik tabloya “İnsülin Direnci” denilmektedir. Kilolu bireylerdeki insülin direnci, hastaların vücudunda var olan insülin hormonunuzun etkisini engelleyerek kan şekerinde artışa ve bu da Tip-2 şeker hastalığına neden olur.

Kimlere uygulanır?

Obezite cerrahisinde olduğu gibi, metabolik cerrahi ameliyatlarında Vücut Kitle İndeksiniz (VKİ) ameliyat uygunluğunuzun değerlendirilmesinde sık kullanılan bir değerdir. VKİ değeriniz kilogram cinsinden ağırlığınızın, metre cinsinden boyunuza bölümü sonucunda çıkan değerin, tekrar metre cinsinden boyunuza bölünmesi sonucunda elde edilmektedir.

VKİ = Kilo(kg) / Boy(m) / Boy(m)

Temelde metabolik cerrahi ameliyatları aşağıdaki hasta grubu için uygulanmaktadır;

  • VKİ değeri 40 ve üstünde olan kişiler.
  • VKİ değeri 35-40 arasında olup, kilo fazlalığına bağlı gelişen bir hastalığı (Hipertansiyon, kalp hastalığı, Tip-2 şeker hastalığı, uyku apnesi, eklem hastalığı vb.) olan kişiler.
  • Uygun tıbbi tedaviye rağmen (İlaç, diyet ve egzersiz) kan şekeri kontrol altına alınamayan Tip-2 şeker hastalığı olması durumunda, VKİ değeri 30-35 arasında olan kişiler metabolik cerrahi ameliyatlarına aday olabilirler.

Kimler metabolik cerrahi ameliyatından yarar görürler?

Özellikle Tip-2 Şeker hastalığı için planlanacak metabolik cerrahi ameliyatından fayda görmeniz ve ameliyat ile hastalığın kontrol altına alınabilmesi için birtakım kriterleri karşılıyor olmanız gerekmektedir. Bu kriterler;

  • Vücudunuzda, pankreas organınızda yeterli derecede insülin hormonu deposu olması (Beta hücre rezervi)
  • İnsülin hormonunuzun canlılığının iyi olması (C peptid düzeyleri)
  • Vücudunuzda insülin direnci (kilo alımı ile doğrudan alakalıdır) olmasıdır.

Bu kriterleri karşılayıp karşılamadığınızı ise size yapılacak bir kan testi verileri ile değerlendirmekteyiz. Bu testlerde aşağıdaki parametreler incelenmektedir;

  • Açlık kanında;
    • Kan şekeri
    • İnsülin
    • C peptid
    • HOMA-IR (İnsulin direnci)
    • HOMA-Beta (Beta hücre rezeri)
    • HOMA-S (İnsülin duyarlılığı)
  • Tokluk kanında;
    • Kan şekeri
    • İnsülin
    • C peptid

Elde ettiğimiz bu veriler doğrultusunda planlanacak bir ameliyatın özellikle VKİ değeri 30-35 arasında olan bir hasta için ne derecede yarar sağlayacağı konusunda yorum yapma imkanına sahip olabilmekteyiz. İnsülin depoları kritik eşiğin altına inmiş, yetersiz C peptid seviyeleri olan, insülin direnci olmayan bir hastanın ameliyat sonrası dönemde Tip-2 şeker hastalığından cerrahi olarak kurtulma veya hastalığı kontrol altına alma şansı az olduğu gibi, tam tersi durumlarda ise ameliyat ile Tip-2 şeker hastalığının tedavi edilme veya kontrol altına alınma şansı fazladır.

Ameliyat öncesi ne gibi hazırlıklar gerekir?

Güvenli bir ameliyatın olmazsa olmazı ameliyat öncesinde iyi ve tam bir hasta değerlendirmesinden geçer. Bu amaçla planlanması gereken ilk iş detaylı bir hasta-doktor görüşmesidir. Bu görüşme sonrasında doktorunuz;

  • Fiziki verilerinize (boy, kilo, VKİ vb) ulaşmış,
  • Sizin ameliyattan beklentinizin neler olduğunu öğrenmiş,
  • Obezite ve metabolik hastalığınızın size verdiği fiziki ve psikolojik hasarın ne olduğunu öğrenmiş,
  • Kilo kaynaklı yandaş hastalıklarınızın neler olduğuna hâkim olmuş,
  • Metabolik hastalıklarınızın önem derecesi hakkında bilgi sahibi olmuş,
  • Ameliyat sonrasında sizden uymanızın isteneceği bazı kural ve yaşam tarzı değişikliklerine uyup uyamayacağınıza karar vermiş,
  • Genel sağlıklılık durumunuz hakkında bir yorum yaparak, bu ameliyat için uygun olup olmayacağınıza ön görü olarak karar vermiş olacaktır.

Bundan sonraki diğer aşama, hastanede detaylı bir ameliyat öncesi değerlendirme yapmaktır. Bu aşamada;

  • Detaylı kan tetkikleri,
  • Karın ultrasonografisi,
  • Mide endoskopisi,
  • Akciğer grafisi,
  • Solunum fonksiyon testleri,
  • Şüphe durumunda damarlarınızın dopler ultrasonografisi,
  • EKG, Eko kardiografi tetkikleri,
  • Kardiyolog muayenesi,
  • Dahiliye uzmanı muayenesi,
  • Anestezi uzmanı değerlendirmesi yapılarak güvenli bir ameliyata uygun olup olmadığınız değerlendirilir.

Nasıl yapılır?

Günümüz modern cerrahi yöntemlerinin sayesinde bu ameliyatlar artık rutin olarak laparoskopik cerrahi ile yapılmaktadır. Laparoskopik cerrahide, ameliyat alanına ulaşmak için karnınız açılmamaktadır. Karnınızın içine verilen CO2 gazı ile karnınız şişirilip, karın duvarınıza yerleştirilen 4-6 adet değişik çapta (5mm-10mm-12mm ve 15mm olmak üzere ameliyatın şekline ve cerrahın tercihine göre değişiklik gösterir) trokar denilen borular yerleştirilip, buralardan ameliyatın yapılacağı organlara cerrahi aletler ile ulaşılıp ameliyatınız gerçekleştirilir.

Günümüzde rutin işlem olarak laparoskopi en sık kullanılan yöntem olsa da robotik cerrahi de alternatif bir ameliyat yöntemidir.

Nadir olarak bu ameliyatların açık cerrahi ile de uygulanması söz konusu olmaktadır. Açık cerrahi, genelde laparoskopi ya da robotik cerrahi esnasında ortaya çıkabilecek herhangi problemlerden sonra uygulanabilecek bir yöntemdir. Şu unutulmamalıdır ki her kapalı yöntem (Laparoskopik veya Robotik) belli oranda açık cerrahiye geçme potansiyeline sahiptir.

Hastaneye yatmadan önce gibi hazırlıklar gerekir?

Ameliyatınız sindirim sistemi üzerinde gerçekleştirilecek bir cerrahi prosedür olduğundan;

  • Genelde ameliyat öncesi 1-2 gün öncesinden sulu gıda tüketmeye başlamanız, ameliyat esnasında bağırsaklarınızın boş olması ve sonrasında ise tuvalet ihtiyacınızın daha geç ve kolay olması açısından yararlıdır.
  • Kan sulandırıcı tarzında ilaç kullanıyorsanız muhakkak doktorunuzu bu konuda uyarmalı ve bu ilaçların kesilmesi, yerine alternatif ilaç başlanması konusunda doktorunuza zaman kazandırmalısınız.
  • Rutin kullanmak zorunda olduğunuz ilaçlardan kan sulandırıcılar dışındakileri ameliyat gecesine kadar kullanmanızda sakınca yoktur. Tansiyon ilacı kalp ilaçları ameliyat günü sabahı doktorunuzun bilgisi dahilinde ameliyattan en az 2 saat önce az bir su ile içilebilirler.
  • Şeker ilaçlarınızı ameliyattan önceki gece kullanıp kullanmayacağınızı doktorunuz sizin için planladığı hazırlık durumuna göre karar verecektir. Genelde ameliyat öncesi gece az yemek yiyeceğiniz ve sabahına da aç kalacağınız için kan şekerinizde ani düşmeye neden olmamak için bu ilaçların kullanımına sınırlama getirmekteyiz.
  • Sigara içiyorsanız ameliyat öncesinde muhakkak en az 1 hafta önce sigarayı bırakmak veya olabilecek en az seviyeye indirmek gereklidir. Bu sizin ameliyat sonrasındaki akciğer performansınızı direkt etkileyecek bir durumdur.
  • Ameliyattan bir gece önce genel olarak saat 22-23 dolaylarında tüm katı ya da sıvı gıda alımını durdurmalı, ameliyat sabahı en az 6 saatlik açlık ile hazır bulunmalısınız.
  • Ameliyattan önce hastaneye yatmadan evinizde banyo yapınız. Unutmayın ki en azından 2 ya da 3 gün banyo imkânınız olmayacaktır.
  • Hastaneye gelirken naylon içerikli iç çamaşırı giymeyiniz. Naylon iç çamaşırları ameliyat esnasında kullanılan bazı elektrikli cihazlarla etkileşime girip cilt yanıklarına neden olabilmektedir.
  • Hastaneye gelirken yanınızda terlik, şahsi temizlik malzemesi (diş fırçası, diş macunu, traş takımı vb.), yeterli derecede iç çamaşırı getirmenizde yarar vardır.

Hastanede ne kadar kalırım?

Hastane kalış süreniz, ameliyat öncesindeki gece veya ameliyat sabahı hastaneye yatıp yatmadığınız, ameliyat sonrası cerrahınızın hastasını ne kadar sürece hastanede tutmayı prensip edindiği, ameliyat sonrası cerrahi probleminizin gelişip gelişmediği gibi birçok faktörden etkilense de genelde 3-4 gece kadar olmaktadır.

Hastanede kalırken neler olacak?

Hastaneye ameliyattan bir gece önce yatmış iseniz hastanede, eğer ameliyat sabahı yatacaksanız evinizde koruyucu amaçlı kan sulandırıcısı kullanmalısınız. Bu tedavi doktorunuz tarafından planlanıp uygulanacaktır. Ameliyat sabahı ameliyathaneye inmeden önce mutlaka tuvalete gidip ihtiyacınızı giderin. Ameliyat için yatağınızdan alınıp tekrar yatağınıza dönmeniz arasındaki süre uygulanacak ameliyata göre değişmekle beraber genelde 3-4 saat kadar bir zaman dilim olacaktır. Bu sürenin hepsi ameliyat için geçen süre olmayıp, ameliyathanede ön hazırlık dönemi, ameliyatınız ve ameliyat sonrasında uyandırma işleminiz bu sürecin içindedir. Çok büyük oranda ameliyat sonrasında kattaki yatağınıza alınacaksınız, genellikle ameliyat sonrası yoğun bakım ihtiyacı duyulmamaktadır. Ameliyat sonrasındaki günlerde süreç ise şöyle gerçekleşmektedir;

  • Ameliyat günü: Yatağınıza döndükten yaklaşık 4-5 saat sonrası ilk yürüyüş için sizi kaldırıp oda içinde küçük bir yürüyüş yapıyorsunuz. Ameliyat günü tüm tedavileriniz damar yolu ile yapılıyor ve gıda alımınıza müsaade edilmemektedir.
  • Ameliyattan sonraki 1.gün: Bugün yudum yudum su içmeye başladığınız gündür. Gün içinde saatte yarım bardak kadar su içmenize müsaade ediyoruz. Gün içinde yürüme miktarında da artış sağlayıp daha aktif bir gün geçirmenizi sağlıyoruz.
  • Ameliyattan sonraki 2.gün: Bugün eğer önemli bir miktarda sıvı gelişi yok ise karnınızdaki dreni çekip, size çorba, komposto ve meyve suyu gibi gıdalar başlıyoruz. 2.gün ağızdan beslenmeye geçişin başladığı ana gündür. Dreninizin çekilmesini takiben de banyo yapmanıza müsaade ediyoruz. Yine bol miktarda yürüyüşler yapmanız yararınıza olacaktır.
  • Ameliyattan sonraki 3.gün: Her şeyin yolunda gittiğini gördükten sonra taburcu planlamanızın yapıldığı gün 3. gündür. Gıda alımınızda sıkıntı yok ise, ameliyata bağlı herhangi bir komplikasyon olmadığını düşünüyorsak ameliyatı takip eden 3.gün sizi taburcu ediyoruz.

Normal yaşamıma ne zaman başlayabilirim?

Normal hayata dönüş süreniz yaptığınız iş ile oldukça bağlantılıdır. Eğer masa başı bir iş yapıyor iseniz hastaneden taburcu olduktan sonraki 3-4.günde kısa süreli olarak işinizi yapabilir durumda olursunuz. Ama standart dinlenme süresi bu iş grubu için 7-10 gün kadardır. Eğer bedenen çalışmanız gereken bir işte çalışıyorsanız 15-20 günlük bir süre dinlenip sonrasında işinizin başında olabilirsiniz.

Kontrol ve takip sürecim nasıl olacak?

Hastaneden taburcu olduktan sonraki birinci ayda ve sonra takip eden 3 ay arayla rutin kontrolleriniz olacaktır. Ameliyat üzerine bir yıl geçtikten sonra kontrolleriniz 6 ay ara ile yapılmakta, ikinci yıl bitiminden sonra da yılda bir defa kontrol planlamanız olmaktadır.

Whatsapp
Hemen Ara
TurkeySpainEnglishGermanItaly